Pırlanta Hakkında Bilinmeyenler
Pırlantanın kalitesi, sahip olduğu C’lere (Cut, Clarity, Carat, Color, Cut), yani kesimine, berraklığına, rengine ve karatına göre belirlenmektedir. Bu özellikler sadece taşın kalitesini belirlemekle kalmazlar. Aynı zamanda pırlantaların birbirlerinden ayırt edilmesinde de son derece kullanışlı taşlardır. Her pırlanta kendine özgü benzersiz özellikler barındırır. Ayrıca karat, bir elmasın ağırlığını ifade eder. Bir karatlık ağırlık birimi ayrıca kendi içinde de 100 alt birime bölünmektedir.
Örnek vermek gerekirse, 1.50 karatlık bir taşın ağırlığı 1 karat yani 50 derece olarak kabul edilir. HRD, bir gramın 1.100.000’ü olarak ifade edilebilen son derece hassas ölçeklere sahip bir birimdir. Pırlantalar kabul yeri masasına alınır alınmaz hemen tartılmaya hazırlanır. Ölçümlerin ardından ağırlık karata çevrilir ve kendisine en yakın sayıya yuvarlanarak derecelendirilir.
Ardından ise alındı ve iade notlarında pırlantanın ağırlığı beş haneli bir ondalık sayı olarak yazılır. Ağırlığın bu kadar hassas bir biçimde ifade edilmesi onun ayırt edilmesinde son derece önem arz eder. Verilen onay belgesinde ya da ID raporunda ise ağırlık iki haneye kadar ifade edilmektedir. Mesela 1.50 ct 1 karata eşittir. Bir pırlantanın berraklığı ya da saflığı, parlaklığına, büyüklüğüne, numarasına, iç ve dış karakteristiklerinin yerine ve şeffaflığına göre belirlenmektedir.
Genel olarak konuşmak gerekirse, berraklığı temel olarak taşın içindeki İnklüzyonlar belirlemektedir. Yani taşta ne kadar az inklüzyon görülüyorsa pırlantanın kalitesi de o kadar yüksektir. Cevherlerin %90’ından fazlası temel olarak sarımsı renkte olur. Taşın yoğunluğu, tercih edilen neredeyse renksiz renk aralığından kararlı bir sarı renge kadar değişiklik gösterebilir. Taşları beyaz renk olanlar, sarımsı renkteki taşlardan daha değerli taşlardır.
Ayrıca pırlantalar birbirlerinden farklı pembe, kahverengi, turuncu, yeşil ya da mavi renkte oluşurlar. Bu elmaslar son derece pahalı olabilirler. Kesimin kalitesini pırlantanın sahip olduğu orantılar ve işlenme derecesi belirlemektedir.
İşlenmesi iyi olan bir pırlanta onun perdahlayanın işçiliğini ortaya koymaktadır. Ayrıca bu terim, traşlı yüzeylerdeki simetri ve bu yüzeylerdeki işçiliğin geneli ile de ilgilendirir. İyi bir kesime sahip pırlantalar aynı zamanda kendi içlerindeki değişik parçalar arasında doğru orantıya sahip olanlardır. Çeşitli benzersiz ve uç özelliklere sahip olan elmaslar, bilinen tüm diğer maddeler içinde en sert, basınca karşı en dayanıklı ve en iyi ısı ileten maddeleri içerirler. Bu sıra dışı özellikler elması gerek taşıdığı içsel özelliklerden dolayı bir mücevher olarak, gerek sanayideki uygulamalarda kullanılabilmesi açısından ve gerekse de Yerkürenin içinden geçtiği süreçleri araştıran bilim adamları için bir araç olması açısından değerli kılmaya yetmektedir.
Elmaslar her ne kadar kesin bir biçimde nadir bulunuyor olsalar da aslında dünyada en çok bulunan bir yapı malzemesinden oluşmaktadırlar. Yani karbondan. Bu değerli taşlar sadece karbon atomlarından oluşurlar. Elmas içindeki karbon atomları kendi aralarında kararlı, kısa ve sağlam bağlar oluşturmuş halde bulunurlar. Elmasların bu kadar sert olmasının nedeni olan özelliği ise, düzenli aralıklarla dizilmiş olan karbon atomlarının oluşturduğu üç boyutlu kristalize yapıda olmalarıdır.
Hindistan’da, sahip olduğu sıra dışı sertlik ve diğer özelliklerinden dolayı geleneksel anlamda bir uğur timsali olarak büyük bir değere sahiptir. Bu değerli madenler sadece erkeklerle özgü olduğu düşünülen cesaretin ve iktidarın bir sembolü halini almıştır. Büyük İskender’in Elmas Vadisi’ne vardığında vadinin zemininin toprağa saplanmış elmaslarla kaplı olduğunu ve bu elmasların öldürücü bakışları olan dev yılanlarla korunmakta olduğunu gördüğü söylenen bir rivayettir. Ancak İskender bir plan yapıp yılanları kurnazca elmasların bulunduğu yerden uzaklaştırmayı başarmıştır.