Pırlanta Ve Elmas Arasındaki Fark
Birçok insan, pırlanta ve elmasın birbirinden farklı taşlar olduğunu düşünüyorlar. Ancak aslında ikisi de özünde aynı taşlardır. Aralarındaki en önemli fark ise kesim şekillerinden kaynaklanır. Yüzyıllarca yer altında olan elmaslar işlenmeye başlanıp takılara aksesuar olarak kullanılmaya başladığında pırlanta adını alır. Şu ana kadar bilinen değerli taşlar arasında en eski olanı elmaslardır.
Yaygın düşüncenin aksine, yaklaşık aynı kalite standartlarına sahip taşlardan, pırlanta daha değerlidir ve belli işlemlerden geçtiği için daha pahalıdır. Elmasın işlenerek kesilmesi ve şekillendirilmesi sonucu ortaya çıkan değerli taşların isimleri pırlanta adını alırlar. İlk olarak Marcel Tolkowsky tarafından tasarlanmış ve 1919 yıldan beri kullanılmaya devam edilmiştir.
Bu değerli taş olan pırlantanın kesiminde ışık, taşın içinde kırılmaya başlar ve olağanüstü bir ateş ve parlaklık verdikten sonra geri yansıyarak mücevherinizin şıklık göstergesi olan parlaklığını gözler önüne serer. Özellikle brillant kesime sahip olan taşlarda, pek çok değişik şekil elde edilebilir. Kullanımı en çok yaygın olan ve tercih edilen 57 faset yuvarlak kesime sahip olan taşlardır. Genel olarak renkli taşlar ile kullanılan ve fancy kesim olarak adlandırılan diğer kesimler ise oval, damla, kalp, markiz, oktagon, baget ve prenses olarak adlandırılır.
Ayrıca farklı bir kesim daha vardır. Kendi ülkemizde kullanılan ve elmas kesim olarak bilinen bu kesim, dünyada gül kesim olarak adlandırılır. Ülkemizde de yaygın olarak kullanılmış olan elmas kesim, ustaların elinden çıkarak uzun yıllar kullanılmaya devam etmiş ve ustalığı aktarılmış durumdadır. Genellikle antika tasarımlı mücevherler, elmas kesimde kullanılmaktadırlar.
Elmas kesimde taşın altı düz şekildedir. İşlediğiniz elmasa çarpan ışık sadece yüzeyden yansıdığı için, pırlantadaki kadar parıltı oluşturamaz.
Pırlanta ve Elmas Arasındaki Farklar Nelerdir?
Elmas genellikle “8 ayar altın” üzerine işlenerek mücevher haline getirilerek işlenir. Öncelikle ikisinin de aynı şey olduğunu söyleyerek, neden böyle bir ayrım olduğundan bahsetmek gerekiyor. Elmas, yerin altında yüksek ısı ve basınçla oluşan madenin ismine denir. Elmasın özel kesilmiş haline verilen isim ise pırlantadır. Kesim önce Venedik’te geliştirilip sonra Lizbon, Antwerp, Amsterdam gibi liman kentlerinde şu andaki haline ulaşmıştır. Eski tip elmas kesimler vardır ki bunlara da Türkçede elmas deniyor ancak bunlar pırlanta gibi kesimlerle oluşturulur. Aslında bunlara gül kesimi elmas demek daha doğru olur. Bu tarzda kesime sahip olan elmaslar külah bölümleri olmadığı için ışığı daha az yansıtma konusunda daha başarılıdırlar.
Işığı yansıtma konusunda taşların altlarına foya denilen ham maddesi kurşun ve kalay olan özel bir madde ile bütünleşmektedirler. Sonuç olarak elmasla pırlanta arasında pek fazla fark yoktur. Her ikisi de ham maddesi ham elmastır. Ancak pırlanta nedir dediğimizde; ham elmasın belli işlemlerden geçerek kesime uğramış ve işlenmiş halidir. Yüz yıllar boyu yer altında olan elmasların çıkarılması çok zorlu bir süreç gerektirir.
Küçük bir parça elmas çıkarmak için tonlarca toprağın elenerek ayrıştırılması gerekmektedir. Eski zamanlarda elmas, kesilmeden saf hali ile kullanılırdır. Elmasın daha parlak olan kısmı üstte kalacak şekilde yüzüğe yerleştirilir ve kullanıcıya sunulurdur. Ancak şu an teknolojik gelişmelerle birlikte, elmas kesimleri yapılarak çok parlak ve göz alıcı şekiller ile sizlere sunulabiliyor.
Elması kesmek için yalnızca diğer bir elmas kullanılabilmektedir. Böylece elmasların kesiliş şekilleri ile pırlantalar ortaya çıkmaktadır. Kısacası bu sebepten dolayı aralarındaki tek fark kesim şekilleridir. Aslında pırlanta, elmasın işlenmiş halinden başka bir şey değildir. Sadece kesim şekilleri farklı olduğu için farklı isimlerle adlandırılır.
Standartları aynı olan bir pırlanta ustaların elinden geçtiği için elmasa nazaran daha değerli ve pahalı bir fiyatla sunulmaktadır.